Stockholm Sendromu: Bağlanma, Travma ve Psikolojik Destek
- Yaşam Psikoloji
- 13 dakika önce
- 3 dakikada okunur

Stockholm Sendromu Nedir?
Stockholm sendromu, mağdurların kendilerine zarar veren ya da kötü davranan kişilere karşı empati, sadakat ve bağlılık geliştirdiği psikolojik bir durumdur. İlk kez 1973 yılında İsveç’in başkenti Stockholm’de bir banka soygunu sırasında rehinelerin, kendilerini esir alan soyguncularla duygusal bağ kurmalarıyla tanımlanmıştır. Bu sendrom, özellikle rehin alınma, kaçırılma, aile içi şiddet ve benzeri travmatik olaylar sonrasında ortaya çıkabilir. Rehineler ya da mağdurlar, zamanla saldırganlarıyla özdeşleşmeye başlar ve onların bakış açılarını benimserler. Ancak bu durum, aslında bir başa çıkma stratejisidir ve psikolojik olarak oldukça karmaşık bir süreçtir.
1. Stockholm Sendromunun Nedenleri
Stockholm sendromu, mağdurun kendisini tehlike altında hissettiği bir ortamda, psikolojik savunma mekanizmasının devreye girmesi sonucu oluşur. Bu sendromun nedenleri şunlardır:
Travmatik Olaylar: Rehin alınma, kaçırılma, şiddet gibi aşırı stresli durumlarda, mağdur hayatta kalma içgüdüsü ile saldırganına karşı sempati geliştirir. Tehlike anında saldırganın daha "insancıl" yanlarına odaklanmak, bireyin kendini güvende hissetmesine yardımcı olabilir.
Psikolojik Bağlanma: Mağdur, kendisini rehin tutan kişiden gelecek olan her türlü küçük yardımı ya da insancıl davranışı büyütüp, bunu bir kurtuluş umudu olarak görür. Bu bağlanma, mağdurun hayatta kalma stratejisinin bir parçası olarak işlev görür.
İzolasyon ve Yalnızlık: Mağdurlar, izole edildiklerinde ve yalnız hissettiklerinde, saldırganlarına karşı geliştirdikleri empati, onları sosyal bir bağa yöneltir. Bu sosyal bağ ise travmanın psikolojik yükünü hafifletmeye yardımcı olabilir.
2. Stockholm Sendromunun Belirtileri
Stockholm sendromu, mağdurların saldırganlarıyla empati ve bağlılık geliştirmesiyle ortaya çıkar. Ancak bu sendrom, her mağdurda görülmez ve belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Genel belirtiler şunlardır:
Saldırgana Karşı Empati: Mağdur, kendisine zarar veren kişiye karşı empati ve sempati geliştirir. Bu durum, saldırganın davranışlarını haklı bulma ve onun bakış açısını benimseme şeklinde kendini gösterebilir.
Bağlılık ve Sadakat: Mağdur, saldırganına karşı güçlü bir bağlılık hisseder ve ona sadık kalmaya çalışır. Bu bağlılık, kurtulduktan sonra bile devam edebilir.
Dış Dünyaya Karşı Güvensizlik: Mağdur, saldırganı dışında diğer insanlara karşı güvensizlik geliştirebilir. Bu durum, mağdurun kurtarıcılarına karşı bile olumsuz hisler beslemesine yol açabilir.
Saldırganı Savunma: Mağdur, saldırganının eylemlerini savunabilir ve onu korumaya çalışabilir. Bu durum, saldırganın yargılanması ya da cezalandırılması sırasında bile devam edebilir.
3. Stockholm Sendromuyla Başa Çıkma Yöntemleri
Stockholm sendromu, mağdurların travmatik olaylar sonrasında yaşadıkları duygusal karmaşa ve bağlılık hissiyle başa çıkmalarını zorlaştırır. Bu nedenle, psikolojik destek almak son derece önemlidir. İşte bu süreçle başa çıkma yollarından bazıları:
Psikolojik Destek: İzmir’de psikolojik danışmanlık hizmeti veren merkezler, Stockholm sendromu yaşayan bireyler için profesyonel destek sunabilmektedirler. Psikologlar veya psikolojik danışmanlar, bireylerin travma sonrası yaşadıkları bu karmaşık duygularla başa çıkmalarına yardımcı olur. EMDR, Bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve travma odaklı terapiler, bu süreçte oldukça etkili olabilir.
Travma Terapisi: Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) yaşayan bireyler için özel olarak geliştirilmiş terapiler, Stockholm sendromu ile başa çıkmada yardımcı olabilir. EMDR (Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) gibi teknikler, travmatik anıların yeniden işlenmesini sağlayarak, mağdurun olumsuz duygulardan arınmasına yardımcı olur.
Destek Grupları: Travmatik olaylar yaşamış bireyler için oluşturulan destek grupları, mağdurların yaşadıkları duygusal karmaşayla başa çıkmalarına yardımcı olabilir. Benzer deneyimlere sahip kişilerle paylaşımda bulunmak, iyileşme sürecini hızlandırabilir.
4. İzmir’de Psikolojik Destek ve Tedavi Seçenekleri
Stockholm sendromu, karmaşık bir psikolojik rahatsızlık olduğu için profesyonel destek alınması büyük önem taşır. İzmir’de psikolog arayışında olan bireyler, Yaşam Psikoloji Danışmanlık Merkezi gibi uzman danışmanlık hizmeti sunan merkezlerden destek alabilirler. İzmir’deki psikologlar, travma sonrası psikolojik destek sunarak, bireylerin yaşadıkları karmaşık duygularla başa çıkmalarına yardımcı olur. Özellikle İzmir çocuk ve ergen psikologları, bu tür travmalarla karşılaşan genç bireyler için özel tedavi yöntemleri sunar. İzmir Yaşam Psikoloji Danışmanlık Merkezi olarak bize dilediğiniz zaman iletişim numaramızdan ulaşabilir ve ücretsiz ön görüşme seçeneğinden yararlanarak aklınızdaki soruları doğrudan uzmanlarımıza sorup, değişimi başlatabilirsiniz.
Sonuç
Stockholm sendromu, mağdurların kendilerini tehdit eden ya da kötü davranan kişilere karşı empati ve bağlılık geliştirdiği karmaşık bir psikolojik durumdur. Bu durum, travmatik olaylar sonrasında bireyin hayatta kalma stratejisi olarak gelişse de, uzun vadede duygusal ve psikolojik problemlere yol açabilir. İzmir’de psikolog desteği almak, bu sendromla başa çıkmada en etkili yöntemlerden biridir. Psikolojik danışmanlık merkezleri, mağdurlara profesyonel destek sunarak, onların travmalarını aşmalarına ve sağlıklı bir yaşam sürmelerine yardımcı olur.
Comments